Ekim 19, 2011

me today and modes

  bugünlük için bir karalama tabii bu!

 karalamayı düzeltiyorum, olumluya bağlıyorum...
bakınız faydası, hoop düzeliyorummm :)


İnsan bazen modunu ayarlayamıyabiliyor işte, ne kadar istesen, ne kadar uğraşsan olmuyor! Dün mutluyken, bugün tepkisiz. Bir saat kadar önce tebessümle hareket ederken, sonrasında ifadesiz.
Duygu ve tarif çok, saymakla bitmez: heyecanlı, mutlu, üzgün, istekli, tutkulu, sevgi dolu, aşık, bilmiş, kendine güvenli, enerjili, sahip, kabullenmiş, sempatik, fanatik, kıskanç, üzgün, yıkılmış, bıkkın, ilgili, sıkıntılı, suçlu, sevinçli, şehvetli, şaşkın, umutlu, düşünceli, hevesli, gururlu, şefkatli, şüpheci, utangaç, yalnız, sabırlı, empatik, halinden memnun, hisli, nezaketli, minnetli, korkmuş, kaygılı, hoşnut, coşkulu, gücenmiş, endişeli, melankolik, rahat, ölçülü... daha da sayarım! Bizi biz yapan duygular işte, duygu mu? Duygu ruh halimizin içsel ve çevresel tesirlerden etkilenmesiyle doğan kompleks psifizyolojik bir değişimmiş... Benim modum, duygum hakkında kararsız ve karışık bugün.
Aslında bugün benim tatil günüm, yani haftada 1 gün Batu sabah erkenden babaannesine gidiyor, ben de yapılacak işlerimi yapıyorum, çarşıda bir işim varsa onu hallediyorum, alınacaklarımı alıyorum, arkadaşlarımla görüşüyorum vs vs vs... Hangi birini halledebilirsem!
Yapılacaklar okadar birikiyor ki bazen, resmen başa çıkamaz bir hale geliyorum. Kafamda koca bir yoğunluk, düşünceler, yapılması gerekenler, istenenler, istenmeyenler, gidilmesi gereken yerler, izlenmesi gerekenler, okunması gerekenler, hesaba kitaba uymayan planlar, yetmeyen vakitler, hoşuma giden ya da gitmeyen minik olaylar...
Bu böyle olmayacak, bir formül bulmam şart. Yeni kararlar alacağım, planlamadan başlamak lazım işe, tabii rayına oturtmak zaman alacak elbet, ama bir şekilde bu durumu halletmem gerekiyor!
Mesela kitap alıyorum, iyi hoş. Normalde kitap beğenilir, seçilir, alınır, okunur ve rafta yerini alır tekar başvurulmak üzere. Ya ben? Peki ya sonra napıyor muyum? Kitabı eviriyorum, çeviriyorum, orasından girip, burasından çıkıyorum, sonuç kitap bir türlü bitmiyor! Ancak alıyorum ben! Kendime de kızıyorum! Çözüm: bundan sonra bir kitabı bitirmeden bir diğerini satın almayı kendime yasaklıyorum ve kitap güzelce okunup bitirilene kadar ilerideki sayfalara bakmayacağıma söz veriyorum. Son olarak da; o kitap bitene kadar gözüme girecek yerlere yerleştiriyorum her okuma süresi bittiğinde, okumayı hızlandırmak için!
Sorunlar belli, çözümler de belli, sıra bu kurallara uymaya geldi! haydi Öz, göster kendini, bu gazla gidersen bu iş olacak gibi! Son aldığım kitap, -Evrenden Torpilim Var-, yarısında falanım, söz bitireceğim ve uygulamaya çalışacağım. Sonrasında da öncesinde aldığım kitaplara geri dönüp, onlara başlayıp, bitireceğim. Ancak bunlar bittiğinde yeni bir kitap satın alacağım!
Bugün 08:00 gibi Batu ve Egemen'i gönderdikten sonra yatmayacaktım tekrar, normalde 07-08:00 civarında uyanıyoruz malum Batu Paşa erken uyanıyor. Yaptım malesef o hatayı; kendime, uykuma yenik düştüm, saati 09:00 a kurmama rağmen kalktığımda saat 12:00 olmuştu bile. Gözlerim faltaşı gibi açıldı saati görünce! Hemen silkelendim, fırladım yataktan!
Güya erkenden güne nefis ve yalnız bir kahvaltı keyfi ile başlayacak, sonrasında ev işlerimi bitirecek ve dışarıya çıkacaktım. Kendimi cezalandırdım, nefis kahvaltı hayallerimin yerini yarım muz ve bir kase sütlü eti cici bebe alıverdi, sonrasında kendime gelmek için sütlü bol kahveli bir nescafe geldi. Hemen dün gece başlamış olduğum ütülerden kalanları bitirdim ( temizlik idare eder, güzel geçiyor ama ütüyü hiç sevmiyorum, seven varsa merak ediyorum ), temizliğe başladım, biraz uyduruk olsa da bu sefer ( modum düşük napabilirim ) hemen bir süpürge, arkasından vilada ve minik bir toz alma operasyonu ile henüz bitmemiş olan temizliğimi kestirmeden bitirdim. Paylaşmadan edemeyeceğim, tam şu çerçeve dekorasyonu ile bütünleştirdiğim konsolun bi postunu yapsam diye düşünerek çerçevelerin tozunu alırken bir tanesi elimde kalmaz mı?! Sinirlendim tabii, biz burda iş bitirmeye uğraşırken -al sana bir iş daha- der gibi, neyse dedim, olsun dedim, şunu bi yapayım dedim, elime aldım tam onarmaya çalışırken camı patlamaz mı! Pes diyorum yani pes! Hemen attım bir kenara çerçeveyi ve fotoğrafı, camları temizledim bir de sonra ya!
Evren işte, çekim yasası, nasıl başlarsan öyle gidiyor, olumsuz düşünürsen anında şıp başında! Hemen modumu değiştirmeli, enerjimi yükseltmeli, olumlu düşüncelerime yelken açmalıyım, hem de hemen!
Cezam devam ediyor, dışarıya çıkmayacağım bugün; dün kafamda oluşturduğum programıma uyamamanın ve günü kaçırmanın bedeli olarak. Hakettim!
Düzenlenmesi gereken, her alınanın bir şekilde geri sıkıştırıldığı, hatta atıldığı, yazlık/kışlık, olan/olmayan, kullanılan/kullanılmayanların ahenkle dans ettiği dolaplar beni bekliyor! - Haydiiii Özgeeee biziiii düzenle artık, bak zayıflayamadın, hala 8 kg fazlan vaarrr, ver olmayanları, rahatlat biziii, kış da geldiii, huuu huuuuu yazlıklar hala üstüste altalta kışlıklarla, ayırrr bizi, organize et bizi, beklemekten sıkıldık, düzenle bizi, yap bişiler biziii, lay laaayyy layy, yoksaaa rüyalarında rahat bırakmayacağız seniii, sev bizi, düzenle bizi- diyerek mırıldanıyor işte bu dolaplar! Yalnızca kıyafette değil ayrıca, tv ünitesi çekmeceleri, konsolun dolapları, antre dolabı... Help me!
Daha pek çok şey beni bekliyor. Dediğim gibi birşeyler yapmam şart! İlerleyen günlerde umarım bu bişeylerden övgü ve başarı ile bahsederim. Yok yok halledeceğim kısa sürede bu işi!
Sizlerde durumlar nasıl acaba?  Meraktayım! Düzenli ve gerçekten planlı yaşayan insanlara hastayım, hiçbir şeyden de kusur kalmazlar, saygı ve sevgiyle takdir ediyorum!
Sıkıldınız mı, biraz uzatmışım sanırım! Daha içaçıcı ve ilgi çekici bir post göndermek lazım hemen arkasından!
Pin It!

11 yorum:

Sonsuz Dekorasyon dedi ki...

çantalarrcok şık gözüküyorrr:) modumuzu hemen değiştirelimmm hava cok güzel

özge bayrak dedi ki...

evet evet sevgili sonsuz dekorasyoncum, o; o günlüktü :))

mercan dedi ki...

batu biraz daha büyüsün hemen kreşe:)

özge bayrak dedi ki...

değil mi ama mercan, mod ki ne mod, bak oradan bile şıp diye anlayıp teşhisi koydun, durum vahimdi hakikaten o gün, yazarken bile durduramamışım kendimi :))

mercan dedi ki...

anaokulu öğretmeni olmamdan kaynaklanabilir mi acaba:)aslında gördüğüm kadarıyla oğlun yasını doldurmuş ankarada yaşasaydın kendi çalıştığım okulu sana hemen tavsiye ederdim... sen yine de araştır istersen en azından yarım gün kreş bünyeye iyi gelebilir

özge bayrak dedi ki...

ay çok sevindim, rahatça sıkıştırabilirim ozaman seni :) haklısın aslında mercan, evde olduğum için araştırmamıştım hiç, tabii bir de küçük diye düşündüğümden.... araştırmalar başlıyayım ben:) ankara da olsam hop yanındaydım şimdi :)

mercan dedi ki...

kreşe başlaması için tuvalet eğitimini almış olarak gelmesi şart değil, küçük yaşta başlamaları daha kolay oluyor inan.önce ağlıyorlar tabi, sonra bi bakmıssın o da alışmış kurulu düzene :)

özge bayrak dedi ki...

mercancım daha tuvalet eğitimine geçmedik malesef, biraz daha zamanı var yani öyle mi?

mercan dedi ki...

yok yok onu diyorum işte almış olması gerekmez :)

özge bayrak dedi ki...

hay allah yanlış anlaşılma oldu, nasıl okuyorsam yani! :)) pardon mercancım, şimdi farkettim, şart değil demişsin, ozaman hemen bir araştırma kırıştırma içine gireyim yani )) çok teşekkürler, sevgiler!

mercan dedi ki...

rica ederim:)