Haziran 04, 2012

yeni aldığım mothercare içlikler






mothercare'i iç giyimde başarılı buluyorum, desenlerini çok seviyorum. yaz indirimi başlamış, hemen uğradım tabii, yukarıdaki parçaları alıp hemen çıktım kendime engel olmak adına :) batu'nun içliklerini ve tulumlarını doğduğundan beri oradan alıyorum ve çok memnunum. bir de serda teyzemizin amerika'dan getirdiği carters içlikleri vardı, onlar artık çok küçük geliyor, itina ile kaldırıldı...
büyüyor yumurcak, büyüyor....


huu huuuu, herkese keyifli haftalar olsun!

Pin It!

yeniler (mango)
















Üsttekiler dolabıma yeni eklediklerim, hepsi mango olduğu için tek tek yazmadım ama kısa kısa yorumlarımı eklemeyi ihmal etmeyeceğim tabii :)
Çiçekli kıyafetler zaten bu sene çok trend bildiğiniz üzere, pantolonu görünce mis gibi yaz dedim, kumaşı ve rahatlığı başarılı. Kot gömleğin taşlaması ve kumaşını çok beğendim, beyaz t-shirtle kombinledim kıyafetimi, t-shirtün ön kısmı pamuklu kumaş, kolları ve sırtı ise penye pamuk, beyazlar mevsim itibariyle vazgeçilmez oluyor :)
şifon mint yeşili kolsuz gömleği sezon başından beri gözüme kestirmiştim, artık benim, babetle giyildiğinde bile şık bir görüntü sağlıyor, altına krem ya da beyaz pantolonla kullanmayı tercih ediyorum. ince triko kazak ise geç ısınmaya başlayan havalarda ideal parçam olmuştu, salaş bir görüntüsü var, ister topuklu ister spor ayakkabıyla gayet başarılı.
dantel bluzün rengi beni çok etkilemişti, bej ve beyaz tonları ile kombin edilebilir, hatta kot ile bile giyilebilir, gece gündüz farketmez.
fisto görüntüsünü de bildim bileli kendimi severim, elbisenin kısa kollu oluşu ve boyu çok ideal. tek parça, kombin sıkıntısı yok, giy ve çık, içinde kendinden astarı da var.
ayakkabılar güderi, bilekte giyilen dar paça pantolonlar için güzel bir tamamlayıcı, evet topuklu ayakkabı pek kullanmasam da acil durumlar için dolapta bulundurulması gereken cinsten diye düşünüyorum. topukları çok yüksek değil ayrıca. birkaç saat rahatlıkla sığdırabilirm ayaklarımı :)

umarım siz de beğendiniz.

sevgiler, keyifli haftalar!

Pin It!

Dünyanın En Sessiz Süpürgesi Rowenta ile Tanışın!



Elektrikli ev aletlerinin güvenilir markası Rowenta yine bir ilke imza atmış. Silence Force Extreme adını verdiği süpürge serisinde güç ve sessizliği bir arada sunmuş. Çıt çıkarmadan çalışırken evimizi dip köşe temizleyen Rowenta ile temizlikte yeni bir döneme adım atıyoruz.

Rowenta Silence Force Extreme dünyanın en sessiz süpürgesi! Düğmesine bastığınızda çalıştığı neredeyse anlamıyorsunuz. Bu sessizliğinin yanında üstün bir temizleme gücüne de sahip.

Torbalı ve torbasız olarak iki ayrı kategoride ve topam 8 farklı renkten oluşan bu süpürgeler gerçekten şahane! Torbasız olanı Çoklu Siklon Teknolojisi sayesinde saatte 300 km hızla tozları süpürgenin içerisine alıyormuş. Aynı zamanda, emiş performansını kaybetmeden evi süpürmek artık çok daha zahmetsiz ve kolay.

Buradan Rowenta Silence Force Extreme’in nasıl çalıştığını izleyebilirsiniz:
Rowenta

Rowenta elektriğin zamlandığı günümüzde bizleri düşünmüş ve enerji tüketimi %50 azaltılmış. Tasarım ve renk olarak da hayran kalacağınız bir Rowenta mutlaka vardır. Ben mesela mor olanına bayıldım!

Ayrıca diğer aksesuarları da kullanım konforunu artırmak için özel olarak tasarlanmış, evde hayatınızı gerçekten de çok kolaylaştırıyor. Koltukların altını temizlerken öyle yerlere yatmanıza veya eğilmenize gerek kalmıyor.

Kısacası, evinize sessiz bir güç arıyorsanız, aşağıdaki linke bakmadan geçmeyin derim.

http://www.rowentasupurge.com

Bir bumads advertorial içeriğidir.
Pin It!

ekip kahvaltısı ve batu'nun kahvaltıya şöyle bi uğraması








dedim ki geçenlerde bizim ekibe çalışmaya başlamadan önce şöyle rahat bir kahvaltı edelim, vakit sıkıntısı olmadan... eda simitleri almış tabii gelirken, aslı börek'teydik, kimsecikler yok, bir biz :) haliyle hepimizin toplanması biraz geç oldu herzamanki gibi, öyleee rahat rahat olamadık yine :) herkes enerjikti sabah, baktım da ben fotoğrafladığım için benim fotoğrafımı çeken yok, telaşelıydım gerçi biraz aşağıda okuyacağınız üzere, vakit de yoktu :)
 dedim ki evden çıkarken baba'ya; - bugün pazar oğluş ve sen de gel, oradan geçersiniz babaanneye, altı üstü  yarım saat... dedi ki; - istersen gelmeyelim, batu durmaz, sen çık, rahat et kahvaltını... - yok dedim -gelin, oğluşla geçireyim yine de yarım saat daha.... sonunda gelmeye karar verdiler. ama baba haklıydı :)
sonuç mu?! ııı ııııhhhh yine olmadı, batu'yu zaptedeceğim derken kahvaltımı bile geç sipariş verdim, baba oğul biraz koşuştuktan sonra kahvaltı bile edemeden ayrıldılar yanımdan; oğlan haylaz vesselam :) --yok saksıların topraklarını avuçlayayım, çiçekleri yolayım, yok açılıp kapanan kapıyı buldum, hıııhh oyun bu, yeni oyun, sıkışır mıyım, olsun oyun değil mi, oynayayım, yok koşayım, yok merdivenler, yok annemi koşturayım biraz, nihaaaa özgürüm ben, sokaklardayım-- derken bilmem kaç kalori yaktım yarım saatte yine :)
neyse ki zor bela iki lokma atıştırabildim kalkmadan herkes....

herşeye rağmen, oğluşla geçirdim yarım saatimi daha, mis idi, güzel idi! evet hiç oturmadı ve otutturmadı :)




 telaşeli haylaz, ne yapacağını şaşırıyor sokaklara çıkınca!


sevgiler.
sağlıklı ve keyifli günler!
Pin It!