doz'dan çok yönlü blogger ödülü :) nihahahaaaa

1-ödülü veren kişiye teşekkür ediyoruz ve blogunun linkini veriyoruz.


severek okuduğum ve takip ettiğim, yaptıklarına bayıldığım, uzaklarda olsa da yakınlardaymış gibi hissettiğim,  blogunu ilginç ve sevimli bulduğum blogger arkadaşım DOZ BÜYÜCÜSÜ beni çok yönlü blogger ödülüne layık görmüş, çok teşekkürler doz, evet biraz geç kaldım ama bak, dediğim gibi kurallarına uygun şekilde yerine getirdim (birtek son kuralı değiştirdim, 10 kişi yerine tercihe bıraktım, ödülüm geçersiz sayılıp elimden alınmaz değil mi hocam?!)  :)


2-hakkımızda 7 gerçeği paylaşıyoruz.


*türk kahvesi (detaylar şartıyla okuyan bilir) ve starbucks white chocolate mocha hastasıyım.

*izlediğim filmler içinde gerçekten etkilendiklerim olursa, kendimi de filmin bir parçası olarak görüp etkisinden günlerce çıkamam, o şehirde, o zamanda, o karakterde olmak isterim tutkuyla.gerçi yaklaşık 1,5 senedir filmleri pek takip edemiyorum, bu zaman dilimi içerisinde batu ve ben hem yazıyor, hem yönetiyor, hem de oynuyoruz. oscar'lık bi hal içindeyiz, takdire şayan.

*anne olduktan sonra; anne olmanın yaşanabilir en değerli  ve en özel duygu olduğuna inanmaya başladım.o minik, masum ve dünyadan bi haber yavrucuk seninle var ve sana nasıl da muthaç,nasıl da bağlı... kalp sesiniz bir, nefesleriniz ve kokunuz bir.

*lisede özellikle tarih derslerini hep asardık, emel (en yakın arkadaşım)' e uğrardım, oradan okula geçerdik beraber, tabii tarih dersiyle başlayan günlerde senaryo farklıydı, yine emel'e uğrardım, emel çıkardı evden, ama okula gitmezdik, annesinin evden işe gitmesini beklemek üzere apartmanın yan tarafına saklanırdık, tabii sonra eve yeniden girerdik gizlice, kurardık mis bi kahvaltı sofrası, demlerdik çayımızı, o zamanlar müzik setleri kocamandı, tabii hoparlörlerde o biçim büyük, özel bi kasetimiz vardı, yabancı müziklerden doldurduğumuz, bon jovi, cat stevens wild world, söyleyeni hatırlamadığım, hatta halaşarkıyı bulamadığım -michelleeee- olarak aklıma kazılı bir parça falan filan, açardık sesini, dinlerdik bir yandan. yaşar kurt ve metallica'da dinlerdik bol bol. bazen de oyun oynamaya falan giderdik bir yerlere, kaçardık işte okuldan :) içer sarhoş bile olurduk kendi çapımızda... aldığımız özel fizik derslerinde geyik yapardık hep. ne güzeldi o günler, çok özledim ozaman ki küçücük dünyamı ve hala bulamadığım o şarkıyı.

* değişken bir kişiliğim vardır benim zaman zaman gelir gider; engin ve derin... bir an koltukta üşengeç bir şekilde otururken, tembelliğin alasını yapmak isterken bir yandan da aynı anda pek çok iş bitirmek isteyebilirim, saniyelik farklarla değişir modum, bir hışımla kalkar yerimden bambaşka birşey yapmaya yöneliveririm mesela... gülmekten katılırken bazen ağlayıveresim gelebilir. birşeyi severken sıkılabilirim. biraz sabırsız ve aceleciyimdir genelde ama birden hiç telaşsız olabilirim ;)

*son zamanlarda unutkanlığım arttı, aklımdaki şeyi yapmak için yerimden kalkıyorum, sonra ne için nereye gittiğimi unutuveriyorum evde. salonda dergiyi almak için yerimden kalkıp buzdolabına yöneldiğim, hatta açıp -ya ne alacaktım ben dolaptan- dediğim oluyor.

*kitapları çok severim, ama sadece kitapları ve onları hakkıyla okuyanları. maalesef  ben sadece alma, bulundurma ve inceleme tutkunuyum, her ne kadar kitap kurdu olasım gelse de, beceremedim gitti. tam anlamıyla derinlemesine odaklanıp tutkuyla okuyamıyorum nedense, bi baştan, bi ortadan, bi sondan derken kitap oraya buraya konmuş, kaldırılmış ya da birine verilmiş oluyor.

3-sevdiğiniz blogger arkadaşlarınıza bu ödülü verin ama haberdar da edin.

DEEPTONE
MUTLU ELLER
DOZ BÜYÜCÜSÜ
( doz her ne kadar bu ödülü başkasından almış olsa da ve hatta cevaplamış olsa da ben o'na yeniden layık gördüm)

mutlu haftalar dilerim.
sevgiler.